Doğanın En Büyük Düşmanı "Bizler"...

İnsan ve doğa

- Muhteşem Yaratık "İnsan" Ve Onun Dünyası

     Doğduğumuz, büyüdüğümüz ve ölene dek yaşayacağımız evimiz, dünyamız. Bize hayatımızı sürdürmek için sunulan nimetleri barındıran, ebedi bir yaşamdan önceki tek durak. Üretmek ve tüketmek için tarlamız. Peki bizler bunun ne kadar farkındayız? Geleceğimizi, çucuklarımızı ve insanlığı ne kadar düşünüyoruz?

    17. ve 18. yüzyıl itibarı ile batı'da başlayan sanayi devrimi, makinalaşma ve 19.yüzyılda keşfedilen "siyah altın" petrol. Tüm bu yenilikler ve gelişmeler, keşif ve buluş başlığı altında görünsede aslında insanın doğayı ve
dünya dengesini bozma yarışına dönüşmüştür. Bencilliği ile zirve yapmış olan günümüz dünyası, kendinden başka ve geleceğini düşünmeyen birer canavara dönüşmüş durumda. Uzak ve yakın arasında bir fark kalmadığı şu yüzyılda, akan musluktan kovasını doldurmak ve pastadan aslan payını almak için dünyayı ve doğayı görmezden gelmekte, geleceğini ve insanlığı hiç düşünmemektedir. Bunun sonucu ortaya çıkan 2 kutuplu dünya ve onun düzenine telim olmuş veya teslim bırakılmış insanlar. Sömürgeler sonucu ortaya çıkan zenginlik, refah ve israf, bunların sebep olduğu yokluk, hasta ve çaresiz bir toplum.   

    
insan ve doğa

   Çok cömert olan dünyanın, çok açgözlü yaratığı insan. Dünayanın bize sunduğu imkanları, insanoğlu varoluşundan beridir kullanmaktadır. Mağaralarda başlayan yaşamlar yerlerini lüks gökdelenlere, akıllı şehirlere, eşit başlayan hayatlar yerlerini kutuplaşmış bir kapitalizm düzenine bırakmıştır. Köylerde azalan nüfusun şehirlerde birikmeye başlamasıyla, düzene direnmeyen insanların herşeyi akışına bırakmış olması, şehirlerde ki betonlaşma ile nefes alacak yeşilliklerin bu düzenin bir parçası haline gelmesi daha da kötü durum da olacak bir dünyanın aslında birer habercisi.

-Çevremiz ve Biz..


insan ve doğa

   Tertemiz doğanın bize sunduğu nimetleri sınırsızca kullandık. Ağaçları kestik, hayvanları yok ettik, yerin altını petrol, altın diye delik deşik ettik. Hep fazlasını yaptık, istedik doğadan. Hoyrattça kullandık, israf ettik. Peki biz doğaya ne verdik? Elbette birşeyler verdik. Mesela çöpümüzü, zehirimizi ve tüm pisliğimizi. Ve doğaya verdiklerimizle geleceğimizi kirlettik ve kirletmeyede devam ediyoruz. İnsanoğlunun doğaya bıraktığı çöplerin yok olma sürelerini göz önüne getirirsek hepsinin de insan üretimi olduğunu görürüz. Doğa bize hep sağlıklı ve güzel nimetler sunarken, biz ona hep kirli ve zararlı çöpler verdik.

ürünlerin yok oluşu


 -İlk Önce Ne Değişmeli?

    Peki bizler neler yapmalıyız? Şikayet etmekle, yakınmakla, üzülmekle elbette birşeyler değişmeyecektir. Önce kendimizden başlamalıyız. İlk adımı birey olarak bizler atmalıyız, sonra çocuklarımıza doğanın kıymetini anlatmalı, onlara nerde durması gerektiğini öğretmeliyiz. Elbette dünyayı eski haline getiremeyiz ama, belki geleceğimize daha kirli ve kötü bir dünya bırakmamış oluruz. 

     " İnsanın insanı yok etmesini önleyemiyoruz, hiç değilse doğaya çöpümüzü değil sevgimizi bırakalım, kaldıysa tabi..."

Yorumlar